Halk arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması durumuna cemre deniliyor.
Cemrenin ilkbahara doğru önce havada, sonra suda ve en son olarak toprakta 7’şer gün arayla meydana gelen sıcaklık yükselmesi olduğunu biliyoruz.
Cemre, inanılan ısıtıcı bir güçtür.
Cemrenin havaya düşmesi ise insanlar arasında baharın müjdecisi olarak kabul ediliyor.
Bugünden itibaren cemreler düşmeye başlıyor ve ilk cemrenin, havaya düştüğü ifade ediliyor.
Cemrelerden birincisi 19-20 Şubat’ta havaya, ikincisi 27 Şubat’ta suya, üçüncü ve son cemre de 6 Mart 2023 günü toprağa düşecek. Cemrelerin düşmesi, havaların ısınmaya başladığının ve soğuk günlerin geçmek üzere olduğunun belirtisidir.
Havanın aşağıdan değil de sanki yukarıdan aşağıya doğru ısındığını ifade eder.
Cemreler düştükten sonra hava soğuk olmaz eskilerin tabiri ile arazide kalan bir canlı kolay kolay donmaz.
‘Cemre’ kelime olarak kor halindeki ateş anlamına da gelmektedir.
Geçtiğimiz gün cemre havaya düştü.
Peki, cemre sinemize ne zaman düşecek acaba?
Mümkün olsa da bir cemrede yüreğimize düşse…
Yüreğimizde havayla, suyla, toprakla birlikte ısınsa. Isınsa da çiğdemler çiçek açsa.
Belki o zaman anlayabilirdik aramızdaki farkların aslında renklerimiz olduğunu…
Her mevsimin kendi sırrını içinde sakladığını, kış olmadan yazın, yaz olmadan baharın, gece olmadan gündüzün, yaşlılık olmadan gençliğin değerinin bilinmeyeceğini.
Cemreler birbiri ardına düştükten kısa bir süre sonra toprak canlanmaya, ağaçların kabuklarına su yürümeye bitkilerin içindeki gül ateşi tutuşmaya başlayacak.
Doğa tekrar canlanıp hayat alabildiğine renklenecek baharın gelmesiyle.
Koyunlar kuzulayacak.
Kuzular meleyecek!
Leylekler gelecek cıvıl cıvıl kuşlar ötecek!
Ağaçlar tomurcuklanacak haftalar sonra önce çiçek, sonra yaprak açacaklar.
Kuşlar yuva kuracaklar, çiftleşecekler.
Yumurta yapıp kuluçkaya yatacaklar.
Sonra cıvıl cıvıl doğacak yavrularına ağızlarında yiyecek taşıyacaklar.
Peki, bu kadar güzelliklerin farkına varıp şükretmemiz gerekirken sessiz kalan diller yaratan Rabbimize şükürsüzlük anlamına gelmez mi?
Silkinelim dostlarım silkinelim.
Hayat; sadece siyasetten, ticaretten meşakkatten, fazla para kazanmaktan, mal pazarlamaktan, stok yapmaktan, zengin olmaktan ibaret değildir.
Yine hayat; kavgadan, kin ve nefretten, haset ve fesattan, savaştan, krizden de ibaret değildir.
Hayat aynı zamanda doyumsuz bir güzellikten ibarettir.
Hayatın güzel taraflarını görebilmemiz için şöyle bir örnek verilebilir.
Peygamber efendimiz (s.a.v) ashabıyla birlikte bir yerden geçerken ölmüş bir köpeği görürler. Habis kokudan yanındaki herkes burnunu tutarken Peygamber Efendimiz (s.a.v) köpeğin dişlerine bakarak “Ne güzel de dişleri var, köpek çürümüş gitmiş, derisi parçalanmış, kemikleri ayrılmış kokmuş, ama dişleri hala çok güzel” diyor.
Dostlar, dünya bozulmuş, çürümüş, kokuşmuş olsa da her şeye rağmen hayat hala çok güzel. İlkbaharın gelmesiyle daha da güzel olacak diyorum.
Vesselam…