BUĞDAY İLE KOYUN

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Büyüklerimiz derlerdi ki ticaret meta olarak birinci öncelik buğday ekimi, ikincisi de koyunculuktur.
İlk çiftçi Hz Adem (as)’dır.
O günden bu güne yeryüzünde nerde bir insan, bir kavim, bir topluluk, varsa orada çiftçilik olmazsa olmazlardandır.
İnsanlar ekerler, biçerler. Yaşamlarını devam ettirmek için buğday elde ederler. Buğdaydan; un, ekmek, makarna, bulgur, yarma vs. yaparak karınlarını doyururlar.
Bunun yanında koyunda varsa eğer değme keyfine.
Bir köylünün evinde 30-40 tane koyunu oldu mu kendi kendine yeterdi.
Etinden, sütünden, yağından, yoğurdundan, ekmeğine katık yapar, yününden, tırnağından, boynuzundan istifade ederdi.
Eskiden köyde yaşayan insanların ne sosyal güvencesi vardı ne de maaşları. Bir koyun satar maaş geliri gibi paraya dönüştürür ihtiyaçlarını karşılarlardı.
Koyunların yününden, elbise, kazak, yatak, yorgan, yastık, minder gibi ihtiyaçlarını da karşılarlardı.
Buzdolabının olmadığı dönemlerde, bir koyun öldüğünde etini önce kavurma yaparlar, iç yağ ile dondurarak “sızgıt” dediğimiz hale getirirler, teker yaparak güneş almayan tepeden aydınlatmalı kilerlerde saklarlar, zamanı gelince kullanırlardı.
Eski insanların etsiz yemek yediklerini sanmayın bu günkünden daha çok tüketiyorlardı.
Hem hayvansal yağ, hem eti, hem bulguru, hem bulamacı ile beslenirlerdi.
GDO bilinmezdi.
Buğdayı, bulguru, eti, yağı, yumurtası tamamen doğaldı.
Bu günkü gibi tavuk dönerinin içinden çamaşır suyu çıkmazdı.
Büyük ölçüde, ister buğday eksin, isterse koyun beslesin, üretsin zenginlik meta sayılırdı.
Arapçada koyuna “GANEM” denir.
Bir adının da zenginlik meta olduğunu biliyoruz.
Eskiler demişler ki; buğday ile koyun gerisi oyun.
Bu gün maalesef köylerimizde genç nüfus kalmadı, şehirlere göç etti.
Meralarımız boş, ahırlarımız boş, tarlalarımız ekilmiyor, yeteri kadar.
Kim ekecek kim biçecek.
Köydeki araziler dedelerin adına tapulu, hadi babalara kısmen kaldı, bölündü bölündü torunların eli boşa çıktı.
Dedenin tarlasından toruna üç beş dönüm tarla düştü, oda geçim kaygısı ile yorganını simit yapıp şehrin yolunu tuttu.
Ne buğday, ne de koyun kaldı.
Ahir Kelam; Tarıma dayalı hayvancılığımız tek çift bitirilme noktasına geldi artık koyun sürüleri göremiyoruz, köylerimizde çobanda bulamıyoruz.
Çobanlık meslek olmaktan çıkınca Afganistan dan gelen gençler imdadımıza yetişti. Bu kez de hayvancılığımıza yem bitkileri ve girdilerinin pahalı oluşları ciddi manada engelliyor Haydi hayırlısı !
Eskiden olduğu gibi bir köyde 7-8 sürü koyun varlığımız olur, Cumamız mübarek olsun Vesselam…

BUĞDAY İLE KOYUN
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!