Yozgat tarım ve hayvancılıkta öncü illerimizden birisi olmasına rağmen zaman içerisinde yanlış politikalar neticesinde eski gücünü kaybetmiştir.
Daha yakın zamana kadar mercimekte Türkiye birincisiyken, nohutta Türkiye ikincisiyken bugün pancar da başta olmak üzere ekili alanlarımız daralmış, daha az eken, daha az üreten, daha az satan bir il haline gelmişiz.
1950’li yıllardan günümüze kadar cumhuriyet hükümetlerinde her kabinede bakanlıkla, bürokraside de en üst düzeyde temsil edilmemize rağmen maalesef Yozgat tarım ve hayvancılıkta istenilen yerde değildir.
Bunun yanında zaman zaman müspet manada teşvikler almadık da değil. Bir hakkı teslim etmek lazımsa Lütfullah Kayalar’ın bakanlığı döneminde Yozgat belki de tarihinde en büyük desteği aldığı biliniyor.
Orköy projesi bunlardan bir tanesidir. Köyde yaşayan her vatandaşa 30 ila 60 koyun dağıtımı yapıldı. Her köyde 3-5 tane çiftçimiz pörnek halinde koyunlarını sürüye döndürecekleri yerde 1-2 sene zarfında hibe koyunları satıp yediler. Hileli yollarla koyun almadan, almış gibi gösterdiler de yırtılan yine Tüfekçi Bekir’in yakası oldu. Kaybeden devletimiz oldu.
Daha sonraki yıllarda benim de bir dönem yaptığım İl Genel Meclisi üyeliğim zamanında köylü vatandaşlara aynı düşüncelerle, iyi niyetle 5 tane damızlık dişi düve verildi. Bunun etinden, sütünden, peynirinden, yağından, buzağısından istifade edilsin, vatandaşlarımız gelir elde etsinler istendi. Damızlık düveler 1-2 sene sonra kendilerini kasapların tezgâhında buldular. Düveleri satanlar hem kasaptan hem de sigortadan paralarını aldılar.
Bunları neden anlatıyorum?
Bunları şu sebeple anlatıyorum geçtiğimiz pazartesi günü Valimiz Sayın Ziya Polat ile sabah kahvaltısında buluştuk. “Bozok Yaylası’nda Yaşamak İçin Bir ‘Sürü’ Nedenim Var.” Projesini anlattıktan bir gün sonra Yozgat Valiliği Ziraat Bankası ile protokol imzalandığı duyuruldu. Hayırlı uğurlu olsun vatana, millete ve Yozgat’ımıza.
Proje, öncekilerine benziyor. Ziraat Bankası destekli 7 yıl ödemeli, 150.000 TL kredi imkanı sağlanıyor. Bu kredinin 100.000 TL’si faizsiz olarak üreticinin istifadesine sunuluyor.
İddialı bir projeye benziyor. Mevcut 340 bin küçükbaş varlığımızın bu proje ile 500bine çıkarılacağı öngörülüyor.
Daha ileri giderek bu proje ile göçün tersine döndürüleceği hedefleniyor. Ümit edelim böyle olsun.
Eski hatalara düşülmesin, denetim ve kontrolü yerli yerince yapılsın, yiyenin elinde kalmasın. Koyun varlığımız birken beş, elliyken yüz olsun. Bundan daha doğal ne olabilir.
Ahir kelam; küçükbaş da büyükbaş da eski gücümüze kavuşalım.
Mercimekte yine birinci, nohutta ikinci, pancarda da %15 seviyesine çıkalım. İnsanları köyde tutmanın, köyde yaşatmanın, üretime katkıda bulunmanın başka yollarını da bulup yeni projeleri hayata geçirelim diyorum.
Daha önce de bir yazımda söylediğim gibi. Yozgat için buğday ile koyun gerisi oyun diyorum.
Vesselam… 29 EKİM 2020 PERŞEMBE