BIRAKIN VEKİLLERİ HALK SEÇSİN

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2011 yılına girdik, Haziran ayı içinde yeni bir genel seçim yapacağız. Geçtiğimiz seçimlerde altı olan milletvekili sayımız bu seçimlerde dörde düşecek. Sebebine gelince; nüfusumuz hızla düştü, Yozgat göç verdi. Altı vekilin yapacağını dört vekil niye yapmasın. Zaten bir vekilimiz, iki dönemdir yok gibi. Yozgat’a bu dönem küstü, gitti. Mazbatadan sonra ne bayram, ne seyran, ne düğün, ne de cenazelerde bulunmadı bir kere. Yüzünü görsek neredeyse tanıyamayacağız. O bizi bilmiyor, biz de onu bilmiyoruz. Yozgat’la ilgili ne bir teklif ne, bir tasarı, ne bir talep göremedik. Zat-ı Alilerinden… Ne dersiniz bu çalışkan, aynı zamanda Yozgat’a küskün vekilimiz bir daha aday olur mu? Niye olmasın, yarın ittifaklar olacak. Türkiye Partisi onu niye birinci sıradan aday göstermesin. İki dönem vekil olan hazret, üçüncü kez niye olmasın, ne eksiği var diğerlerinden, varsın seçilsin. Yozgat’a küsmek, seçmeni tanımamak suç mu? Dedi de gidiş o gidiş. Ne işi var Yozgat’ta, eksik olmasınlar bir başka mazbata törenine kadar belki de… Bu vekilleri zaten millet seçmiyor ki, nasıl olsa yükseklerden parti liderleri belirlemiyorlar mı? Vekil adaylarımızda çantalarını ellerine alıp gelmiyorlar mı? Arzı endam edip seçim gününü iple çekiyorlar mı, kırmızı kurdeleli mazbatayı alana kadar. Bekleyip göreceğiz. Ne yapar, ne eder Abdullatif Şener. “Bitli baklanın kör alıcısı olur” Başka bir ifadeyle, “Herkesin apalağı herkesin topalağı olacaktır” Seçim deyince herkes dağarcığındakini ortaya koyuyor bu günlerde. Birileri hamasi duygularla ‘Vatan Millet Sakarya’ diyorlar. Birileri de biz olmazsak Cumhuriyet Halk Partisi gelir. Bir başkaları da devlet elden gidiyor, milli birliğimiz zedeleniyor, Güneydoğu bölünecek gibi vehme kapılarak avazı çıktığı kadar bağırıyorlar. Bir öfke, bir heybet, bir azamet, Deli Dumrul edasıyla… Bir başkası da demokrasi, laiklik elden gidiyor, yetişin kurtarıcılar, birilerine haddini bildirin diye yıllarca bağırdılar, durdular. Şimdilerde yeni moda “benim adım Kemal “Ben her şeyi yaparım, elimde sihirli değnek var” Gandi lakaplı Kemal. Para mı? İstediğiniz kadar bulurum. Hatta işi, gücü olmayana 600 lira her ay maaş bile veririm. Bir başka şey daha diyorlar; “Bana her şeyi diyebilirsiniz, ancak Recep Bey diyemezsiniz. Çünkü ben yolsuzluklara, batmış birisinin ismiyle anılmam. Recep Bey dediği; bu ülkede milyonların oyuna almış iki kez kahir ekseriyetle hem yerel yönetimlerde hem de genel seçimlerde tek başına iktidar olmuş. Ülkenin başvekili hepimizin bildiği Recep Tayip Erdoğan’dır. Başbakanda haklı olarak diyor ki: “İzmir belediyesi elinizde, haydi bakalım verin vat ettiğiniz 600 TL’yi İzmirli vatandaşlara başlangıç olsun. İstikbaldeki arzuladığınız iktidarınıza…” Haydi, buyurun, adı Kemal olan Genel başkan bu ülkenin siyaseti, ticareti, birliği, beraberliği, para politikası, yatırımları hakkında hiç mi görüş serdedemiyor musunuz? Her gittiğiniz yerde, elinize mikrofona aldığınız zaman, Recep Bey diyerek başladığınız konuşmanıza bu ülkenin işsizlerine, yoksullarına, hastalarına, dullarına, yetimlerine, köylülerine, esnaf ve tüccarlarına ben şöyle şöyle kolaylıklar getireceğim, bu kesimlerin müşkülatlarını halledeceğim, çözeceğim deseniz daha iyi olmaz mı? Bu konulara hiç mi kafa yormaz bu zevat. Bu millete söyleyecek hiç bir olumlu sözünüz yok mudur? Ali aşkına, Türkiye de bunlar yaşanırken halkımız ne yapacak Allah aşkına. Hiç… Ne yapacak, seçim geldiğinde kim daha heybetli laflar söylemişse onu seçecek bu millet… Onun partisine oy verirler ki kurtula Türkiye. Erbakan Hoca’nın kırk yıl öncesinden söylediği yere geldik. Bu ülkede horoz dövüşü devam ediyor maalesef. Zaten bizim halkımız horoz dövüştürmeyi çok sever. Bizim horoz ya da ötekilerin horozu birbirlerini kan revan içinde koymuş olsalar bile kimin umurunda. Bu mantık güzel ülkemizde kardeşin kardeşi katlettiği, babanın oğuldan, oğlun babadan olduğu bir gündeyiz. Yurtta gelinen nokta bu değil midir? Bunun kime ne faydası vardır ki? Netice olarak akıl ve insafı olmayanların parti lideri olduğu ülkede ne iktidar olur, ne kardeşlik ne de gelecek… Ne kalkınma, ne zenginlik, ne mal, ne de mülk fayda vermeyecektir bu ülkeye. Gelin güzel ülkemizi kalkındırma, güzelleştirme yönünde birlik ve beraberliğimizin perçinleşmesinde insan haklarını tesis ettirelim. Vekillerimizi eli çantalı olmaktan kurtaralım, halkın iradesi ile seçelim. Bu işleri millet yerine genel başkanlar yapmasın. Ne ezen, ne de ezilen olalım. Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun diyorum. Vesselam… 3 OCAK 2011 PAZARTESİ 

BIRAKIN VEKİLLERİ HALK SEÇSİN
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!