BİR ZAMANLAR BÖYLEYDİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1975’li yıllarda iş aramak için zaman zaman Ankara’ya gidiyor; siyasilerin, bürokratların kapılarında günlerce, haftalarca bekliyorduk.

Yalnız ben miyim? Hayır. Kimler yoktu ki! Yaşar Doğan, Mehmet Ali Lekesiz, Muhsin Fidan, Hasan Maraş, Hüseyin Ünal, Ali İhsan Açıkgöz, Mustafa İpek, Dursun Ermiş, Besim Maraş ve daha niceleri.

Bakanlık bakanlık dolaşıyoruz. 

Elimizde büyük sarı bir zarf, 5-6 tane nüfuz cüzdan sureti, 15-20 tane vesikalık fotoğraf, Noter tasdikli ikametgâh ilmühaberi. Savcılıktan doğruluk(sabıka) kaydı A4 dosya kâğıdı. 

Dilekçeye yapıştırılmak üzere damga pulu.

Her birimizin elinde muhakkak oluyor, bakanlık bakanlık dolaşıyorduk. 

Nerede bir duyum aldık o kuruma koşuyor her birimiz demet demet evrak veriyorduk.

Yemek vakti oldu mu ya bir Ankara simidi ya da bakanlıkların altındaki yemekhanelerde kuyruğa girip 150 kuruşa personel yemeğinden fiş alarak karınlarımızı doyuruyorduk.

Eğer yemeklere yetişemezsek veya almazlarsa o günü yine simit yiyerek geçiriyorduk.

 İlk mekânımız sabah 9’dan önce Seyran bağlarındaki MSP milletvekili rahmetli Ömer Lütfü Zararsız’ın, Mehmet Bozgeyik’in karargah olarak kullandıkları yerdi.

Orada bir imkan olmazsa Kızılay’da rahmetli Cevat Ayhan abinin mühendislik bürosunda Süleyman Ergin abiyi arıyor, orada da bulamazsak zar zor meclise girip MSP grup sekreteri Bedri Bey’in mekânını işgal ediyorduk.

Saydığımız isimlerin hepsinden yardım ve destek görmemize rağmen onlar da zorlanıyor, bizi bir an önce işe koymak istiyor fakat imkânlar el vermiyordu.

Yozgat siyasileri içinde o günkü şartlarda eli kolu uzun Süleyman Ergin abi vardı. 

Onun bürokrat arkadaşları iyi makamlara gelmişti. 

Fırsat buldukça 3-5 kişiyi yerleştiriyordu. Bilhassa İskenderun demir çelik fabrikasına Yozgatlı çok sayıda işsiz insanı işe yerleştirdi. Cevat Ayhan vasıtasıyla zirai donatım kurumuna ve vakıflara, Ömer Lütfü Zararsız vasıtasıyla da Diyanet İşleri Başkanlığına bir iki bir iki yerleştirildiler.

Allah kendilerinden razı olsun. Sayelerinde zamanla iş, aş sahibi olduk. Çoluğumuzun çocuğumuzun maişetini sağladık.

Süleyman Ergin abi bir seferinde beni Yozgat Valisi A. Lami Gözen’e telefon açarak gönderdi.

Sevincimden uçuyordum. 

Hemen Yozgat’a geldim. 

Ertesi sabah valilik özel kalem müdürü Hüseyin Ünal abinin yanına geldim. Vali beyle beni görüştürmesini istedim.

“Tamam Hocazade. Seni görüştürelim fakat ben seni vali beyin huzuruna bu kısa tişörtle alamam. Evine git, gömlekli kravatlı ceketini giy, öğleden sonra yanıma gel” dedi.

Öğleden sonra gidip akşama kadar bekledim fakat demesine rağmen Vali Bey’le beni görüştürmedi.

Bir türlü bu görüşme gerçekleşmedi. 

Bu tür zorluklarla günler aylar geçti. 

Yukarıda ismini zikrettiğim bütün arkadaşlar değişik kurumlarda işe girdiler, zaman içerisinde iş, ekmek, aş sahibi oldular. 

Ben de daha sonra Vakıflar ‘da işe girdim.

O yıllarda cebimizde paramız olmadığı gibi ailelerimizde de para yoktu. 

Maddi imkânsızlıklar sebebiyle Ankara’da bir otelde yatmayı düşünemezdik, gecekondu semtlerinde yaşayan akrabaların evlerinde konaklardık. 

Hey gidi günler hey!

Bizim üzerimizde emeği olan, ahirete irtihal eden büyüklerime Allah’tan rahmet, hayatta olanlara da sağlıklı ömürler diliyorum. 

Vesselam… 9 AĞUSTOS 2021 PAZARTESİ

BİR ZAMANLAR BÖYLEYDİ
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!