Bir önceki yazımızda Yozgat’a yeni yapılan üst geçitle ilgili halk adamı Yumurtacı Murat’ın, o günün Yozgat Vali’si Hakkı Borataş’la olan hatırasını anlatmıştım.
Hizmet amacıyla, yerinde yapılmayan ve sonradan yıkılan üst geçit;
Yumurtacının tepkisine rağmen, proje planlandığı gibi kısa bir sürede hayata geçirilir.
Proje biter, üst geçit yapılır. Bir gün, beş gün, haftalar, aylar geçer, üst geçitten bir Allah’ın kulu geçmez.
Saat Kulesi’nden inen insanlar üst geçit yerine, dümdüz spor salonuna geçerler; genç, ihtiyar, çoluk, çocuk kimsenin üst geçidi kullanmadığını söylerler Vali’ye.
Vali Paşa Hazretleri, bu duruma kızar, küplere biner. Her iki üst geçitlerin giriş ve çıkışlarını, demir korkuluklarla, insanların geçeceği hâle getirir.
Oda olmaz, yine kimseler geçmez.
Köprünün her iki ayağına bu kez polisleri diker.
Polisin zorlamasıyla az da olsa insan geçer ama gönülsüz.
Bir süre sonra valinin tayini çıkar gider.
Yeni gelen Vali Muhittin KESKİN önce polisleri kaldırır, daha sonra da korkulukları söktürür.
Köprüler yıkılana kadar kimseler geçmez, bu üst geçitlerden.
Ayyaşların, sarhoşların, tinercilerin mekânı olur buralar.
Zamanla yıpranan bu üst geçitler dökülür bir bir.
Seneler sonra yıkım kararı alınır.
Her iki üst geçitte bir iki gün içinde iş makinalarıyla yıkılır yok olur.
Şimdi dördüncü üst geçidi yapıyoruz Yozgat’ımıza.
Haydi hayırlısı. Hem de 1-2 güne montajı bitecek.
Yapanların eline koluna sağlık.
Doğru mu yanlış mı, zaman gösterecektir.
Keşke bu tür hizmetler, planlanmadan, projelendirilmeden önce kamuoyu ile paylaşılsa da değişik kesimlerin tavsiye ve telkinleri doğrultusunda ortak kararlar alınabilse.
Yapılan iş bir kere yapılsa ve yerinde olsa.
Herkes tarafından hüsn-ü kabul görebilse.
Daha iyi olur diye düşünüyorum.
Keşke Bellona Mobilya’nın önünden, Çarşamba Pazarı’na inen alt geçit ile Çağrı Cami’nin önünden başlayan, Lise Cadde’si ile Yeni Cami’yi birbirine bağlayan alt geçitlerimiz halkımızın daha rahatça kullanabileceği güvenli bir ortamda yapılsa, aynısı şimdiki Anadolu Lisesi’nin altına da yapılabilseydi.
Mevcut iki alt geçide yapılmayan sağlı, sollu mini dükkânlar yerleştirilseydi, giriş ve çıkışlara yürüyen merdiven veya asansör konulabilseydi.
Olmadı, olmuyor, olmuyor.
Bir irade yapıyor, milyonlarca para harcanıyor.
Başka bir irade geliyor, o da yıkıyor. Maalesef.
Eh ne diyelim!
Kimsenin kimseyi dinlemediği bir dönemden geçiyoruz, Yumurtacı Murat hâlâ yaşıyor.
Bu üst geçidi yapanlar keşke daha başka yumurtacılara danışabilselerdi ne kaybederdik?
Olan bize oluyor, gerisi nafile.
Yırtılan Tüfekçi Bekir’in yakasıdır diyorum. Vesselam… 4 ARALIK 2019 ÇARŞAMBA
