BIDIKÇI DURSUN DEDE 2

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir önceki yazımda Bıdıkçı Dursun dedeyi konu almıştık. Bugünde bu konuya devam etmek istiyorum. 
Doğalgaz ve tüp gazının olmadığı günlerde insanların sularını ısıttığı, yemeklerini pişirdiği vb. ihtiyaçlarını karşıladığı gaz ocakları vardı. 
Bugün ki nesil bu gaz ocaklarını bilmese de o zaman gaz ocakları piyasada vardı. Altında bir gaz deposu, üçayak üzerine yere basan, ortasında gaz yağını kızdırmak için azıcık ispirto koyma kabı olan bir aletti. El ile pompalanır, kafası ısınınca yanmaya başlardı. 
İnsanlar elli yıla yakın bir süre bu gaz ocaklarını kullandı. Hemen hemen herkesin evinde bulunurdu.
Bıdıkçı Dursun dede bir gün gaz ocağını yakmak ister. Yakmayı da pek beceremez. Bunun üzerine eline aldığı gaz ocağını yakamayınca hiddetlenir. Gaz ocağını kaptığı gibi dışarı çıkar, büyük bir taşın üstüne koyar. Eline de başka bir taş alıp ocağı paramparça edene kadar taşla ezer. Paramparça olduktan sonra da hırsını alamamış olacak ki gaz ocağını atabildiği kadar ileriye fırlatır. Üstüne üstelik ”Şimdi tam oldu Ömeyim” der ve öfkesini ancak dindirir. 
Dedik ya Bıdıkçı Dursun dede hem öfkeli hem de kavgacı. Yine böyle bir mevsimde günlerden bir gün kır bekçiliği yaparken bir elinde değneği bir elinde nacağı ile (baltanın küçüğü) ormanda gezinir. Sık meşe ağaçlarının olduğu dereden geçerken orada yatmakta olan bir adamı fark eder. Elinde sopasıyla hiç tanımadığı bu adama;
Bıdıkçı Dursun: ”Ömeyim kalk! Ne yatıyorsun burada? Kimsin, necisin, burada ne işin var?” der.
Adam: ”Sen kimsin? Ben garip bir yolcuyum” der.
Bıdıkçı Dursun: ”Ben bu ormanın bekçisiyim. Asıl sen kimsin? Nereden gelir nereye gidersin? Arsız mısın, hırsız mısın, haydut musun yoksa kaçak mısın?” der.
Adam: ”Git işine, belanı benden bulma” der.
Der demesine ama lafını bitirir bitirmez Dursun Dede’nin meşeden yapılmış değneğini kafasında bulur. Adam ayağa kalkar ve hiddetle birbirlerine saldırırlar. Bıdıkçı Dursun olay kavgaya gelince adamdan bir güzel dayağını yer. Bıdıkçı, nacakla adama vurayım derken elindeki nacağı adama kaptırır. Adam nacağı kaptığı gibi Bıdıkçı Dursun’un kafasına vurur. 
Yaralanan Bıdıkçı Dursun yara bere içinde, can havliyle köye koşarak gelir: ”Ormanın içinde katil var. Yetişin beni de öldürüyordu canımı zor kurtardım” diyerek eşini, dostunu, muhtarı, azayı vs. toplayarak ellerinde silah ve sopalarla ormana adamı aramaya çıkarlar. 
El feneri ve löküsleriyle, yorulup usanana kadar uçsuz bucaksız karanlık ormanın içerisinde adamı ararlar. Uzun bir süre arasalar da adamın izine rastlayamazlar.
Bıdıkçı Dursun Topçu, Yerköy ve Yozgat üçgeninde zaman zaman ikametini değiştirir ve nereye gitse gittiği yerde olay çıkarırdı. Kavgacı bir karaktere sahipti. Herkese karşı kızgın ve asabiydi. At satın alır, eşekle trampa ederdi. Ne alsa ne satsa hep kaybeden taraf olurdu. 
Ömründe düzgün hiçbir iş yapamadı.
Kendi bildiğini doğru kabul ederek hiç kimseye fikir sormadan bildiğini okudu.
Velhasılı kelâm; bu dünyadan bir Bıdıkçı Dursun Dede lakaplı, 90 küsur yaşına kadar yaşamış ve doğup büyüdüğü köyünde vefat etmiş bir fani geldi ve geçti. Allah taksiratını affetsin. Kusurlarını bağışlasın, makamını cennet etsin diyorum. Vesselam… 17 AĞUSTOS 2022 ÇARŞAMBA

BIDIKÇI DURSUN DEDE 2
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!