BIDIKÇI DURSUN DEDE 1

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün Bıdıkçı Dursun lakaplı kır bekçiliği yapan, 90 küsur yaşında vefat eden, bir şahsiyetten bahsedeceğim size.
Sinir küpü, ani karar veren, gözünü daldan budaktan esirgemeyen bir yapıya sahipti.
Her kim ne söylerse söylesin müspet veya menfi illa ona karşı çıkarak, elini yumruk yapardı.
İlkbahardan sonbahara kadar 200 hanelik köyümüzde var olan büyük baş hayvanları herkes hayvanının çobanı olurdu. Çoban tutmazlardı.
Genelde de bu işi genç çocuklara yaptırırlardı, aileye katkı olsun diye.
Bıdıkçı Dursun’un kulağını çekmediği, arkasından kovalamadığı, sopasını yemediği az çocuk vardı.
Bıdıkçı Dursun’un kardeşinin oğlu çavuşun bir sürü koyunu vardı.
Kürt Ömer ağa diye de bir çobanı vardı.
Ekinler yetmiş, yayılım arazisi daralmış, komşuların mahsulüne zarar vermekten korkuyor çoban.
Çoban Ömer, sürü sahibi Çavuşa “bana yardım edecek çocuk (çeltek) veya yetişkin bir yardımcı ver” der.
O da; amcası Bıdıkçı Dursun’u çağırır. Çoban Ömer ağaya çeltek verir.
Bıdıkçı Dursun işe başlar. Çobanın yemeğini; bir sitil(yemek kabı) yemek yanında ekmek ve su kabı ile davarın yattığı yere (argaç’a) gelir.
Çoban Ömer ağayı tanımıyor, hiçte görmemiş. Selam verir, kim olduğunu sorar, “beni Çavuş ağa gönderdi, bundan böyle sana yardım edeceğim, yemeğini, suyunu getireceğim, beraber çalışırız” der. O da “hay hay, eyvallah” der. Tanışırlar.
“Öyleyse yemeğimizi yiyelim Ömer ağa” der.
Bunun üzerine Çoban Ömer de; “Bıdıkçı Dursun’a davar kalkmak üzere biraz sonra ileride çeşme başında beraberce yeriz” der.
Davar ayağa kalkar, şoseyi geçerler, davar dağa doğru tırmanır.
Bıdıkçı sabırsızlanır bir daha der “yemeği yiyelim Ömer ağa?”
Çoban ona “sabırlı ol, davar ekine girerse çıkartamayız, biraz ileride yiyelim” der.
Tepenin başına çıkarlar, Bıdıkçı bir kez daha Ömer ağa “Ömeyim; yemeğimizi yiyelim” derde, elindeki yemek kabını sallayıp sallayıp tepeden aşağı fırlatır.
Tangır, tıngır.
Hiç yemek kalmaz stillin içinde.
“Şimdi affedersiniz b.. yedin mi? ömeyim” der.
Oradan ayrılırken Çoban Ömer elindeki sopayla “senin kafanı ikiye bölerdim. Çavuş ağanın hatırı olmasa, defol git gözüm görmesin seni lanet herif. Senin gibi yardımcı olmaz olsun”
Bıdıkçı cebinden bıçağını çıkartarak, “Çavuşun hatırı olmasa bende bu bıçakla seni delik deşik ederdim ömeyim” der ve küfürler savurur.
Yıllar sonra bende Topçu köyü camisinde Cuma hutbesi okuyorum, hutbe biraz uzamış farkında değilim. Bıdıkçı Dursun dede birden ayağa kalktı, bana hitaben; “kürsiyi patlatıyorsun iyide, ben 80 yaşındayım altıma işedim oğlum haberin var mı?” dediğini, milletin pür dikkat kesildiğini duydum.
Genç bir imam olarak irkildim, düşündüm hutbeyi niye uzattığımın sonradan farkına vardım, bu tür zayıf, hasta, yolcu insanların olacağını hiç aklıma getirmemiştim. Bıdıkçı Dursun ile herkesin mutlaka bir anısı vardır diyorum. Vesselam… 16 AĞUSTOS 2022 SALI

BIDIKÇI DURSUN DEDE 1
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!