BEREKET AYI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yılda 12 ay var. Her ayın kendine mahsus önemi ve özelliği var. Ayları içerisinde de Ramazanın kendisine has bir güzelliği var. İşte o aylardan biri olan Ramazanın ilk gününün akşamında ilk teravih namazımızı kıldık. Camilerimiz tıklım tıklım doldu. İmsak vaktiyle ilk sahurumuzu yaparak niyet ettik, Allah rızası için ramazan orucunu tutmaya dedik. Sağlığımız el verirse Allah’ın verdiği ömür içerisinde, 30 gün boyunca oruç tutacağız. Bunun bedelini, mükâfatını hiç kimseden beklemeyeceğiz. Sadece bizi yaratan Rabbimizden isteyeceğiz. Yaklaşık 17 saat hiç yemeden, içmeden, aç ve susuz kalarak oruç ibadetini yerine getireceğiz. Dünyada ne kadar Müslüman varsa gecenin bir yarısında sahura kalktı. Vakti geldiğinde niyet etti. Akşam güneş batımına kadar yemeyecek, içmeyecek. Güneş batımında da Rabbimizin rızası için iftar edecek. Ne mutlu oruç tutanlara, iftar edenlere… Bizi topraktan yaratan, yaratılış gayemizin kulluk olduğunu bildiren Rabbimiz, can taşıyan her insanın kulluk yapma ihtiyacı olduğuna işaret etmiş ve yalnız yaradana kulluk yapmamızı emretmiştir. Yeryüzünde altı milyar insanı dünya gemisine alarak bineğimizin bir olduğunu bildirmiş, hepimizi dört mevsim limanlarına uğratarak her mevsimin tadına vardırmıştır. Dört mevsimin sebze ve meyveleri dört ayrı zamanda olduğundan ibadetle birbirimize bağlayan Allah, ramazanla, oruçla, bayramla, yaptığımız ibadetlerle bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bugünde tarlada, bağda, bahçede, inşaat işlerinde daha ağır işlerde ağzı kuruyarak, dili damağına tutarak, dudakları kurumuş ama yine de rıza-ı bari için nefsini frenleyen insanlar yaptığı işin tadını, hazzını alıyorlar küçük, büyük, genç, ihtiyar demeden. Bunu yapabilmek ancak Allah’ın rızasını kazanmak adına olur. Yoksa hiçbir maddi çıkar, makam, mevki için yapılamaz. Düşünün ki gecenin bir yarısında aynı anda milyarlarca insan herhangi bir komut almadan sahura kalkıyor. Güneşin batımıyla da bu kadar insan iftar ediyor. Dünya milletlerinden herhangi bir kral, bir padişah, devlet başkanı, askeri komutan, her kim derseniz deyin kendi memleketinde orucu emretse, yasaklar koysa, emirler yağdırsa bu denli başarılı olunabilir mi? Asla mümkün olmayacaktır. Gelin görün ki Allah’ın rızası olduğu zaman ona gönül veren, inanan insanlar rıza-i bari için yapıyorlar bu ibadeti, nefislerine ağır gelse de. Hatimler okunacak. Kuran okuyacağız. Nasihatler dinleyeceğiz. Rahmet iklimi ramazanın heyecanı şimdiden tüm Türkiye’yi sardı. Bazı televizyon kanalları bu ramazanda yapacakları programları reklamlarla seyircisine duyurmaya çalışıyor. Yarışıyorlar adeta birbirleriyle. Ramazan bereketiyle en güzel nasihati ben yaparım diye. Bu ayda fakir fukara, garip gurabanın yüzü gülecek. Vereceğimiz sadakalarımızla, zekâtlarımızla yapacağımız hayır ve hesanatlarla açlar doyurulacak, açıklar giydirilecektir, yetimlerin başı okşanacak, küskünlükler, dargınlıklar, kırgınlıklar ortadan kaldırılacak. Bu ayın feyzi, bereketi tüm inanan insanların üzerinde olacaktır diyorum VESSELAM… 20 TEMMUZ 2012 CUMA

BEREKET AYI
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!