BEKLEDİĞİM EDİRNE’Yİ BULAMADIM

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz hafta Batı Trakya seyahatim oldu. Bir hafta boyunca orada kaldık. İzmir depremini de oturduğumuz evde hissettik. Çevre illeri, ilçeleri gezme imkânım oldu.

Edirne’nin Osmanlı İmparatorluğu kontrolüne geçmesiyle 1361 yılından itibaren bir süre Osmanlı İmparatorluğuna başkent olması hasebiyle gıyaben sevdiğim şehirlerden biriydi.

Bir yurt dışı seyahatimde de karayoluyla giderken Edirne’yi görerek geçmiştim. Hep hayal ediyordum. Bugüne kadar nasip olmamıştı.

O tarihi mekânları yakından görmek, incelemek ve bilgi almayı sanki iple çekiyordum.

Bu kez öyle olmadı. Hususi olarak Edirne’ye ailem ile gittim, bir günümüzü de orada geçirdik. Özlediğim, görmek istediğim tarihi mekânları bir bir görme imkânım oldu.

Tabi ki ilk durağımız Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği Selimiye Külleyesi oldu.

Camiye girince hayran oldum. İlk işim Tahiyyetü’l mescid namazı kılmak oldu. Oturdum, mihrabını, minberini, hünkâr mahfelini, kubbesini doya doya seyrettim.

İçimden Ey Rabbim! Bu ne şahane bir eser dedim. Bu eseri tasarlayan, yaptıran, yapımında çalışan işçisi, ustası, ustabaşı hepsinden daha önemli Mimar Sinan’ın nasıl bir dâhiyane eser ortaya koyduğunu gördüm ve hayran kaldım. Ruhlarına Fatiha okudum.

Öğle ve ikindi namazlarını da orada kılmak nasip oldu.

Bu caminin görkemi ve ihtişamının yanında maalesef Bulgaristan’dan ve başka ülkelerden gelen turistlerin davranışlarını, giyim ve kuşamlarını görünce çok şaşırdım. Başta cami adabına uygun değildi.

Dışarı çıktığımda Bulgaristan’dan gelen otobüsler cami önünde bulunan parkı doldurmuşlar. Çarşı pazar, caddelerde dolaşıyorlar, belli ki alışveriş yapmışlar ellerinde poşetler yüksek sesle konuşuyorlar edep sınırlarını aşan hal ve hareketlerine şahit oldum.

Sonradan öğrendiğime göre Edirne’ye son 1 ayda 250 bin civarında Bulgaristan vatandaşı gelmiş. Meğer bizim Türk Lirası karşısında Bulgar parası değer kazanmış. 1 Bulgar levasının 5.17 TL’ye karşılık gelmesiyle Edirne’ye akın eden Bulgaristan vatandaşlarının sayısı 100 binleri aşmış.

190 bin nüfusu bulunan Edirne’ye gelen Bulgar vatandaşları kıyafetten, zücaciyeye pek çok ürünün satıldığı Ulus Pazarını didik didik ediyorlardı. Nereye gitseniz yerli vatandaştan çok Bulgar vatandaşı görüyorsunuz.

Doğrusu Edirne üzerinde barındırdığı tarihi mekânların güzellikleri yanında kendini yenileyememiş hatta geride kalmış diyebiliyorum. Gelişmemiş bir şehir olarak gördüm.

Park ve bahçeleriyle, cadde ve sokaklarıyla tam bir ucube şehir olmuş. Başıboş inekler, koyunlar çocukların oynayacağı çimlerin üzerine park edilen eski model arabaları gördüm. Ne denetim ne kontrol. 

En çokta üzüldüğüm Selimiye Cami gibi bir eserin dışı çok güzel, yapımı güzel ama içi boştu. Sadece  Selimiye mi? Hayır. Öbür gezdiğim camilerde boştu. Bunun yanında cami etraflarında temizliğin olmayışı, parkların bakımsız ve kırık dökük olduğunu gözlemledim.

 Doğrusu hayalimdeki Edirne çok daha güzel olmalıydı. Gönlümdeki Edirne’yi bulamadım diyorum vesselam…

BEKLEDİĞİM EDİRNE’Yİ BULAMADIM
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!