Yaklaşık 3 aydan bu yana AK Parti İl Başkanını arıyor. Arıyor da, nasıl arıyor? Ay ışığında mı? Tan yeri ağrırken mi? Sabah, öğle, akşam, vaktinde mi? Yoksa zifiri karanlıkta mı? Bana öyle geliyor ki; AK Parti il Başkanını, sisli bir havada zifiri karanlıkta arıyor. Siyasette mahir ayak oyunlarını çok iyi bilen birileri Yozgat siyaset kazanını içinde çömçe olarak pişen pilavı devamlı karıştırıyorlar. Karışan pilavda maalesef lapa lapa oluyor. Özelliğini, lezzetini, zarafetini ve güzelliğini kaybediyor. Belli ki; Yozgat kurulduğu günden bugüne, büyüklerimizden dinlediğimiz ve okuduklarımızdan öğrendiklerimize göre, hep yerilen, aşağılan bunun yanında birbirine hasım edilen, kırılgan, kırılgan olduğu kadar da vuruşturulan, bir yapıyla hep kullanılmış. Hep incitilmiş. Hep gönlü kırılmıştır. Bu Osmanlı zamanında da böyle gerçekleşmiş. Prof. Dr. Ahmet Ocak ağabeyimizin bir konferansında söylediği gibi “yolunu kaybetmiş eşkıyalar yatağı fesatlar diyarı” diye bakarmış o dönemin yöneticileri. Bugün de farklı değil. Birbiriyle çelişen görüşler. Vuruşturulan. Karşı karşıya getirilen insanlar. Sen-ben kavgası. Sen yeme, ben yiyeyim.. Sen söyleme ben söyleyeyim. Senin dediğin, bildiğin değil benim bildiğim. Nereye gidecek bu sen-ben kavgası.. Yozgat’ın kaybettikleri var. Yitik malları var. Bugün alabileceği, elde edebileceği kazanımları var. Bizim gönderdiklerimiz, vekillerimiz, bürokratlarımız, nüfusumuzu nasıl artıracaklar. Milli gelirimizi nasıl yükseltecekler. Göçü nasıl durduracaklar. Devletin imkânlarını Yozgat’a, Yozgatlı ’ya nasıl dönüştürecekler. Bunların konuşulması, bunların geliştirilmesi, bunların projelendirilmesi gerekirken, maalesef üç aydan beri il başkanlığı seçimi ne zaman yapılacak? İl Başkanı kim olacak? Deyip durduk. Belirlenen tarihlerde il başkanlığı seçimini yapamayan, belediye başkanlığı seçimini son günlere bırakan, il meclislerini kendi iç bünyesinde halledemeyen, genel merkezlere taşıyan birbiriyle cebelleşen, birbiriyle kavga eden bir yapıya büründük maalesef.. Bu dediklerim bize yakışmıyor. Yozgat’a hiç yakışmıyor. Yozgat’ın buna tahammülü yok. Yozgat’ta sıkıntılar var. Yozgat esnaf ve tüccarı perişan. Yozgatlının evi, arsası bankalara ipotek verilmiş. Senetleri protesto olmuş, çekleri yazılmış. Banka kapılarından içeri giremiyor Yozgat tacirleri. Bugün ki AK Parti iktidarımızla Yozgat halkımız arasında köprü vazifesi görecek, AK Parti İl Başkanlığı gibi bir müessese yıpratıldı. Bugüne kadar da maalesef çözülemedi. İl başkanı kim olacaksa, bir an önce hemen, şimdi, bugün, yarın belirlenmeli. Başkan; başta Yozgatlı bir hemşerimiz olmalı. Aklı başında, birinci önceliği Yozgat halkıyla, iktidar arasındaki iletişimi kurmalı. Herkesi kucaklamalı, iktidar nimetlerini, bilgisiyle, tecrübesiyle, ilmiyle, irfanıyla taşımalı Yozgat’ımıza. İkinci önceliği; dağılan, dağıtılan parti teşkilatlarını, küstürülen insanların parti mensuplarının bir bir gönüllerini alabilecek herkesi kucaklayacak, diğer siyasi partilerle diyalog geliştirebilecek, daha da önemlisi bürokrasimizle iç içe, gönül adamı bir kişi il başkanı olsun diyorum vesselam… 14 TEMMUZ 2009 SALI
BAŞKAN KİM OLURSA?
