İsrail haftalardır Gazze şeridinde bombalar yağdırıyordu. Tüm insanlığın göstermiş olduğu büyük tepkilere rağmen, bu katliam haftalarca sürdü. Saldırılar binlerce masum insanın ölümüne, binlerce insanın yaralanmasına sebep oldu. Bu insanlık dramına son verilmesi adına yapılan hiçbir girişim uzun süre sonuç vermedi. İsrail durmadan, acımadan vurmaya devam etti.
Yapılan çirkinliğin yüzünü tüm dünya seyrederken, Birleşmiş Milletler ve bir takım ulusal örgütler, kuruluşlar olaylar üzerine kınama göndermekle yetindiler. İnsanlar haftalarca, sokaklara döküldüler…
Dünyanın dört bir yanından yapılan mitingler ve protestolara rağmen, kimsenin gücü Filistinlilerin acısını dindirmeye yetmedi. Netice olarak yaşanan o acı günlerin, haftaların ardından, Yahudiler ateşkes çağrılarına kulak verdiler ve nihayet Gazze şeridinden çekilmeye başladılar. Yahudilerin, Gazze Şeridi’ndeki işgalinden geriye kan, gözyaşı ve kimyasal silahlardan etkilenen binlerce insan kaldı.
Bu yapılan saldırılara bir son verilerek, tek taraflı ateşkes ilan edilmesinin uluslararası baskıları dindirmek üzerine yapılan ince hesaplardan oluştuğu yönünde yorumlar yapılıyor. Fakat bu düşünceler üzerine yapılacak olan yeni bir saldırı eşliğinde, hiçbir şekilde baskılar azalmayacaktır. İnsanlık dramı devam ettiği sürece, sessizlik hâkim olmayacaktır.
Özellikle Türkiye’nin sessizliğini bozarak, yediden yetmişe yapmış olduğu seferberlikler eşliğinde, yapılan maddi ve manevi yardımların değeri ve etkisi çok büyük oldu.
Filistin halkına elini uzatan duyarlı vatandaşımız, acıları Filistinlerle yaşamaya devam etti. Bugün hala kanayan onca yaraya içimiz sızlamakta. Ulusal düzeyde düşünürsek, Türkiye’nin bu bombardıman esnasında, yapmış olduğu girişimler ve destekler gerçekten takdire şayan durumda.
Geçtiğimiz gün, Filistin’de yapılan zulme son verilmesi üzerine, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu, İsrail daha sonra da Hamas’ın ateşkes ilan etmesinin Türkiye’nin sayesinde olduğunu söyledi.
Bu söylemlerin çeşitli itiraz ve bir takım farklı görüşler doğuracak olmasına karşın, gözlemlediklerimizi açıklıkla paylaşmamız gerekirse, bence de ateşkes sağlama girişimlerinde, Türkiye’nin etkisi oldukça büyüktü. Türkiye’nin bu olaylar karşısında yapmış olduğu Dış Politikalar, birçok ülke tarafından övgüyle karşılanıyor.
Bu insanlık dramı karşısında, suskun kalmak, sessizliğe hâkim olmak en büyük acıydı aslında. Bu insanlar Filistinli olmasa dahi, Müslüman olmasalar dahi, yürekleri yakan, büyük acılarla karşı karşıya kaldılar. Bu acılar gerçekten katlanılacak düzeyde değildi. Yapılan saldırıların durmasında ve Filistinli halkın yarasını sarmak adına, gerçekten Türkiye üzerine düşeni yerine getirdi. Hamas’ın Türkiye talebiyle ateşkes ilan etmiş olduğunun açıklanması, olaylara bu çerçeve içerisinden bakacak olunursa, doğru olarak karşılanır. Türkiye’nin yapmış olduğu desteklerin farkında olan Filistin halkının, Türkiye’nin taleplerini ve önerilerini ciddiye alması gayet olumlu bir gelişme olacaktır. 17 Ocak akşamı İsrail’in ateşkes ilanın ardından, 18 Ocakta Hamas’ın ve Filistinli diğer grupların ateşkes ilanı etmesiyle, kanayan yaralar, yaşanan onca acılar şimdilik diniyor. Ümit ediyorum ki, Filistin’de yaşanan bu acı dolu günler, haftalar, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir zaman yaşanmaz… Her zaman barış duygulan içerisinde olan tohumlar ekilir yüreklere…