ARAZİLERE EKİLEN BİNALAR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mayıs ayı başladığı zaman kapımızın önünden geçen Boğazlıyan Devlet Karayolunda saat başı kamyonlar üstünde biçerdöverler peşe peşe geçmektedir.

Aynı biçerdöverler karayollarıyla olduğu gibi demir yollarıyla da  Adana’ya ekin biçmeye hasat etmeye gidiyorlar. Hasat döneminin 10-15 güne kadar başlayacağını söylüyorlar.

Aynı biçerdöverler daha sonra Güneydoğu Anadolu’daki ekinleri biçecek 3 ay sonra tekrar Anadolu’ya gelerek buranın ekinlerini biçecekler.

TV kanallarından takip ettiğimiz haberler, ulusal medyadan okuduğumuz gazeteler gerek Adana’da gerek Güneydoğu’da bahar yağmurlarının yeteri kadar yağmadığından hububatın bu senede beklenilen düzeyde olmayacağını söylüyorlar. İnşallah sanıldığı gibi olmaz da iyi bir sezon olur hububat açısından.

Tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası ve Yozgat’ımızda  Sekili, Yerköy, Boğazlıyan, Sarıkaya’da mümbit arazilerde geçtiğimiz haftalarda güzel yağışlar aldı. Buralarda da iyi rekolte bekliyoruz.

Buğdayımız, arpamız, yulafımız, nohut ve mercimeğimiz iyi mahsul verir de ambarlarımızı doldurur taşırır. Her zaman söylediğimiz gibi dünya da kendine yeten yedi ülkeden biri oluruz da ithal etmek zorunda kalmayız.

Tarım alanların da keyfi imar tadilatlarının yapılmasını duyduğumuzda üzülmemek elde değil. Eski Tarım Bakanımız olan Bahri Dağdaş’tan bahsedilir. Bir dönem Konya’da Dağdaş döneminde tarım alanlarının ıslah projesiyle araziye uygun yeni tohum çeşitleri geliştirilmiş yıllarca bu tohum neticesinde güzel mahsul elde edilmiş ofis ambarları dolup taşmıştı.

Bu günlerde yazılıp çizilenler doğruysa Konya da birinci sınıf tarım arazileri üzerinde yeni imar alanları oluşturulmuş binlerce bina yapılacakmış.

Konya da yer mi yok ki dağlık ve kıraç bölgelere binalar yapılmıyor da tarım araziler üzerine yeni şehirler kuruluyor.

Taş üstüne taş konularak beton yığını haline geliyor ekilip biçilen mimbit araziler.

Bu Konya da böyle de Yozgat’ta böyle değil mi? Yozgat Bozok Üniversitesinin güneyinde Kayseri yolu üzerindeki yüzlerce dönüm birinci sınıf tarım arazilerine Karayolları yerleşkesi kondurulurken devletin yetkileri olan mühendisi, mimarı onay verirlerken buraların ekip biçilen tarım arazisi olduğunu bilmiyorlar mıydı acaba?

Yine üniversitenin yakınlarında şu anda inşaatı devam etmekte olan yüzlerce bina yapımına bu ruhsatlar nasıl verildi? Kim neden ve niçin verdi?

Niye kimse de bunlara sesini çıkarmadı?

Masa başında oturan Tarım Bakanlığı yetkileri vicdanen rahatlar mı?

Tarımı siyasetin dışında tutarsak ne kaybederiz ki?

Hükümet politikaları yerine devlet politikası yapılsa bu tür yerlere ruhsat verilirken ekilemeyen, biçilemeyen zemini sağlam, taşlık kayalık bölgelere bu tür imar çalışmalarına izin verilse daha iyi olmaz mı?

Böyle yapınca Rusya, Ukrayna, Kanada ve Meksika’dan buğday almayı kendi topraklarımızı heba etmeden eksek biçsek daha iyi olmaz mı?

Açlıkla boğuşan, kıtlıkla mücadele eden, bir buçuk milyarlık Hindistan’dan bugünlerde elli bin ton buğday ithal etmek zorunda kalmayız diyorum.  Vesselam… 13 MAYIS 2022 CUMA

ARAZİLERE EKİLEN BİNALAR
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!