ARABİSTAN VİZESİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz birkaç ay zarfında komşu ülkelerle uygulanan vize konusunda olumlu gelişmeler olmuştu. Özellikle de Dış İşleri Bakanımız Prof. Ahmet Davutoğlu’nun gayretleri sonunda Suriye, Ürdün, Lübnan, Libya gibi ülkelerde sorunun çözüldüğünü memnuniyetle görmüştük. Arkasından Sovyet Rusya ile çözümlenmesi konusunda görüşmelerde olmuştu. Daha sonra Başbakan Recep Tayip Erdoğan Suudi Arabistan’la vizelerin kaldırılması konusunda diplomat ve işadamları noktasında bir mesafe alınabileceğini dile getirmişti.

Maalesef vize kaldırılan ülkelerde olduğu gibi bir vize muafiyetini Riyad’la gerçekleştirmelerinin mümkün olmadığını söyledi Erdoğan, “Temenni ederiz ki, ileride bu da olur” diyor ve ilave ediyor:

“Bu bölgedeki ülkeler, bu bölgenin halkları, tarih boyunca iç içe geçmiş birbirine dost olmuş, kardeş olmuş hatta birbirine akraba olmuş ülkelerdir ve ülke olmanın ötesinde halklar olarak bir ailenin bireyleri olmuşlardır. Farklı bir dili konuşuyor olabiliriz. Aramızda yaklaşık 3 bin kilometrelik fiziki bir mesafe bulunuyor olabilir ama bunlar, bizim dost olma vasfımızı, kardeş olma, akraba olma vasfımızı asla ve asla ortadan kaldırmıyor. Çünkü bizi tarih, inançlarımız, ortak kültürümüz, ortak geleneklerimiz, ortak kaderimiz ve ortak ideallerimiz birbirimize kardeş yaptı.”

”Allah aşkına, İstanbul’un kaderi, Ankara’nın kaderi, Riyad’ın kaderinden ayrı görülebilir mi? Mekke’nin, Medine’nin, Cidde’nin, Taif’in, Tebuk’ün kaderi İstanbul’dan, Konya’dan, Adana’dan, Diyarbakır’dan ayrı çizilebilir mi? Mesafelerin, sınırların bizi birbirimizden ayırması, bizi birbirimize uzak tutması hiç mümkün olabilir mi? Açık söylüyorum, Suudi Arabistan’ın sevinci bizim sevincimiz, hüznü bizim hüznümüzdür. Aynı şekilde, Türkiye’nin sevincinin Suudi Arabistan’ın sevinci, Türkiye’nin hüznünün Suudi Arabistan’ın hüznü olduğunu biliyorum ve buna tüm kalbimle inanıyorum’ ‘diyor.

Başbakan iyimser olarak Suudi Arabistan’la aramızda ki vize sorununun ortadan kaldırılmasını inanarak istiyor. Bu konu gündeme oturunca ben arkadaşlarıma bunun bugün ki şartlarda mümkün olamayacağını söylemiştim. Çünkü birkaç kez karayolu ile birden fazla da hava yoluyla Arabistan’a gitme imkânım oldu. Arabistan’ın vize konusunda ki hassasiyetlerini yakinen biliyorum.

1978 yılında Arabistan’ın Arar kapısında 52 saat neden bekletildiğimizi anlayamadığımız gibi Türkiye’den giden otobüslerin içleri boşaltılarak sutraklarının söküldüğünü, gizli bölümlerin matkaplarla delik deşik edildiğini, ısrarlı bir şekilde köpeklerle arama yapıldığını bugün ki gibi hatırlıyorum.

Yine karayoluyla yapmış olduğum bir seyahatimde rahmetli annemde Hac farizası için uçakla Mekke’ye gelmişti. Görevlerimizi de tamamlamıştık. Dönüşler başlamıştı. Annemin uçak biletine göre orada 19 gün daha kalması gerekiyordu. Tek başına da kalamazdı. Otobüsümüz dönmeye birkaç gün kala annemi de yanımda getirmeye karar verdim. Daha önceden elimizden alınan pasaportlara ulaşmak mümkün olmuyordu.

Bir sabah müracaat ettim. Akşam 8’de verelim dediler. O vakte kadar bekledik. İstediğimizde böyle bir müracaatın olmadığını tekrar müracaat etmemiz gerektiğini söylediler. Sabah oldu, olmadı, akşamı bekledik yine olmadı. Bir Temmuz sıcağında 3 gün sabah akşam arkadaşımla annemin pasaportunu alamamıştım. Eksik olmasın arkadaşımız bir vesile ile pasaportlara ulaşmıştı. 70 yaşında bir bayanın müracaatı halinde normal şartlarda memleketine dönmek için pasaportunu 3 günde alamadığımı hatırlıyorum. Keşke Arabistan’la vize sorunu kaldırılabilse. Dini, milli ve tarihi birlikteliğimiz, dostluğumuz daha çok gelişebilse diyorum Vesselam… 21 OCAK 2010 PERŞEMBE

ARABİSTAN VİZESİ
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!