ANAM BANA HÖLLENME DEDİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Köyün birinde fakir bir ailenin üç tane kızı varmış. Kızların üçü de konuşma özürlüymüş.  Kızların kekeme olmaları nedeniyle bazı harfleri söyleyemiyor, dilleri dönmüyormuş. Bir gün evin büyük kızına Allah’ın emri Peygamber’in kavli ile talipli çıkmış. Haber göndermiş dünürcüler… Kızınıza bakmaya geliyoruz. Kızında yaşı geçmiş. Anne, baba hevesleniyor. Güz günüymüş, yağmur yağacak, tarlada mahsulü açıkta kalmış acilen gitmesi gerekiyor anne ve babanın… Bir yandan da dünürcü gelecek. İki arada bir derede kalmışlar. Hele dünürcüler gele dursun. Biz, şu tarlaya gidip gelelim, tez elden demişler. Kızlarına da “biz tarlaya gidiyoruz. Çabukça döneriz. Şayet biz dönmeden  misafirler gelirse sakın ola ağzınızı açmayın. Eve dönünce biz sizin yerinize konuşuruz.” “Dünürcüler sizin kekeme olduğunuzu anlamasınlar” diye tembih ederler. Anne baba evden çıkar çıkmaz, dünürcüler de geliverirler. Kızlar kapıyı açar, misafirleri içeri alırlar. El göğüs durarak konuşmazlar bir türlü. Ev kerpiç yapı, üzeri ağaçla kaplı fareler cirit atıyor tavanda. Kızlar alışık ya. Üçü de evin damına bakıyorlar. Birden fare geçmez mi? Büyük kız ÇIÇANA bak ÇIÇANA (fare)… Ortanca kız durur mu GULLUĞU da vay, GULLUĞU (kuyruğu) da… Küçük kız, kızmış ablalarına. Anaları tembih etti ya. Hesapta konuşulmayacak ya. O da durur mu? O da katılmış fare muhabbetine. Anam bana “HÖLLENME” dedi. Bende “HÖLLENMEYECEĞİM’ (Söylenmeyeceğim). Geçtiğimiz hafta ateşi yanan seçim kazanı, fokurdamaya başladı. Bu vesileyle önüne gelen belediye başkanlığı seçimiyle ilgili dağarcığında ne varsa ortaya koyuyor şimdilerde. Yozgat’a bir tane belediye başkanı seçilecek. Ama mevcut partilerin onlarca aday adayları konuşuluyor, müracaat edenler de oluyor. Demokrasinin güzelliği bu, herkes aday olabilir Gelin atta ama kısmet kimde bilinmez. Neticede biri başkan olacak günü gelince. Ak Partili belediye başkanı Yusuf Başer diyecek ki; “Ben bir dönem belediye başkanlığı yaptım. Zamanın bu kadar çabuk geçeceğini hesap etmemiştim. Atkuyruğunu sallayana kadar zaman geldi geçti. Yaptıklarımın dışında hiç başlamadığım, başlayamadığım, başlayıp da bitiremediğim bir sürü kafamda plan, proje var. Bunların hayata geçmesi lazım. Eski yönetimin yaptığı kilit parke taşlar kısa sürede bozuldu. Yozgatlı hemşerilerimiz yürürlerken birçoğunun ağayı burkuluyor. Benim asfalt yapmam lazım gelir. O nedenle hemen asfalt plentini kurdum. Gerçi birileri seçim yatırımı diyorlar. Ama onlar beni çekemiyorlar. Hazmedemiyorlar. Şehrimizin alt yapısı olmasa da üstünü asfaltlamaya başladım. Allah aşkına şurada dört aylık sürem kaldı. Bu iş dört ayda biter mi? Elbette bitmez. Biz belediyeyi devraldığımızda yaklaşık 120 milyon YTL borç vardı. Hesabını yapmıştım. Yozgat 1700 yıl borçlu idi. Batık bir belediye devraldım. Borçların vadesini uzattım. Bu işi yaparken zorlandım. Kolay olmadı. Size, ben hesap uzmanıyım demedim mi? Siz de bu borcun altından ancak Yusuf Başer çıkar diye oy vermediniz mi? İyi de yaptınız. İyi bir belediye meclis üyesi arkadaş grubumuz var. İçeri de iyi bir bürokrat kadromuz var.  Uyum ahenk içinde kavgasız, gürültüsüz çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ben onlardan, onlarda benden memnunlar. Çalışıp gidiyoruz. İşte. Daha ne olacak. Hele 762 konutluk TOKİ evlerini bitirdim. 1000 konut daha yapılması için arsa tahsisi yaptım. Eski sanayi sitesini programladım. İhaleye çıkardım, alan olmadı. Ben ne yapayım? 3,5 milyon YTL’lik katı atık tesisini planladım. İhalesini yaptım, kısa zamanda bitirdim. Açılışını da yaptım. Aksilik bu ya. Hızlı tren hattı tam da bizim bu tesise uğruyormuş. Ya hızlı trenden ya da katı atık tesisinden vazgeç diyorlar. Ne yapacağımı bilmiyorum. Şimdilerde zamana ihtiyacım var. Bugüne kadar, 13 milyon YTL’lik arsa sattım. Bir de buğday pazarını satabilirsem. 15-20 milyon YTL’de oradan gelir. O parada kasamıza girerse bak neler olmaz ki. Esas çalışmamı, hizmetlerimi o zaman göreceksiniz. İşte bu nedenlerle bir dönem bana yetmedi.” Bir 5 yıl daha verin diyecektir. Bizde Yozgat’ı bilen. Yozgat siyasetini bilen.. Yozgat’ta ticareti bilen birisi olarak, yukarda ki fare muhabbetini boşa anlatmadık. Rahmetli anam bana “oğlum 30 yıllık arkadaşın Yusuf  Başer’in lehinde, aleyhinde aman ha aman höllenme” dedi. Ben de ana vasiyetine uyarak. HÖLLENMEYECEĞİM. (söylenmeyeceğim) Anamın hatırına. Vesselam… 18 KASIM 2008 PERŞEMBE

ANAM BANA HÖLLENME DEDİ
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!