ANA HAKKI ÖDENMEZ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dün Anneler Günü’ydü. 

Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü, Anneler Günü olarak kutlanıyor. 

Türkiye’de 1955 yılından bu tarafa Anneler Günü mutad olarak kutlanır.  

Anneleri sadece senenin bir ayında veya bir gününde anmak ne kadar doğrudur ? Allah-ü Teâlâ, anne babaya karşı “öf” demeyi bile yasaklamaktadır. (İsra, 23) 

Keşke insanlar, günün her saatinde bir ay boyunca, yıl boyunca hatta daha da ileri gidiyorum bir ömür boyunca annesine saygıda kusur etmese, Öf! Bile demese, karşı koymasa, sadece sevse ve saysa… 

Allah-ü Teâlâ, hassas görevleri gereği, anneleri daha yüksek şefkat ve merhamet duyguları ile donatmış. Çocuklarına karşı feragat ve fedakârlık göstermelerini sağlamış. Eğer, bu duygular böylesine güçlü olmasaydı hamilelik, doğum, emzirme sıkıntılarına nasıl katlanırlardı? 

Bu yüzden, evlatlar için, Dünyada anne sevgisinin yerini tutacak hiçbir sevgi yoktur. 

Anneler günü, kısır ve yüzeysel bir anlayışla kutlanmaktadır. Çok kişi, senede bir kere telefon edip, bir hediye aldığı zaman annesine karşı görevini tamamladığını sanmaktadır. Hele son senelerde, tüketim toplumu haline gelmemizin de etkisiyle, anneler günü, sermayesini artırmak isteyenlerin istismar aracı haline gelmiştir. 

İletişim araçlarıyla yapılan anneler günü ile ilgili reklamlara bakınız. Onların, sizi annenizi sevmeye, onlara karşı görevlerinizi yapmaya mı; yoksa sizin cebinize mi göz diktiklerini anlamakta güçlük çekmezsiniz. 

Allah’ın insana kazandırdığı anne sevgisi gibi mukaddes bir duyguyu maddeci zihniyetlerin istismar edip sömürmesine müsaade etmemeliyiz. Hele, bunun anneler üzerinden yapılması, belki de duygu sömürüsünün en ileri gitmiş şeklidir. 

Anne babaya karşı “anneciğim”, “babacığım”, “emredersiniz” , “baş üstüne” gibi saygı ve hürmet ifade eden yumuşak ve kibar sözler söylemek olgun bir Müslüman olmanın özelliklerindendir. 

Bir adam, annesini sırtına almış Kâbe’yi tavaf ettiriyordu. 

Ben annemin zelil devesiyim diyordu.

Bu esnada Allah Resul’ünü gördü ve “Nasıl, annemin hakkını ödeyebildim mi?” diye sordu. 

Allah Resulü de; “Bu yaptığının mükâfatını alacaksın. Ancak, seni karnında taşırken, bir nefes alma anındaki zahmetinin dahi hakkını ödeyemedin.” buyurdu. 

Peygamber efendimiz; burnu sürtülsün, yazıklar olsun! 

Kim? 

Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete girmeyen kimse.

İnsanlar içinde kendisine en iyi davranmam gereken kimdir? 

-Annen.

Sonra kim?

-Annen. 

Sonra kim? 

-Annen. 

Sonra kim? 

Baban. 

Peygamber (sav), bir savaşa giderken Allah yolunda savaşmak isteyen bir çocuğa;” annenin izni var mı? Yoksa geri dön. Ona yapacağın hizmet cihat demektir. “

Ve ne diyor arınmak isteyen günahlarından: “Annene iyilik et.” Veysel Karani Peygamber Efendimizi görmeden İslam’ı kabul etmişti. 

Annesinden izin alarak Yemen çöllerini aşarak Peygamber’imizi görmeye gelir. 

Annesi ona der ki: “Eğer evindeyse ziyaret et, evinde değilse geri dön.” 

Veysel Karani gelir, Peygamberimizin kapısını çalar, peygamberimiz evde yoktur. 

Mescitte olduğunu söylerler. Dünyada en çok sevdiği Peygamberimizi annesinden izin almadığı için görmeden tekrar döner.  

İşte Anneler Günü’nü bu duygu ve düşünceler içerisinde senenin her günü anmak, sevip saymaktır diyorum Vesselam…

ANA HAKKI ÖDENMEZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!