ALDATAN ALDANMIŞTIR

Dedem Ahmet Hoca Sorgun’un Akoluk Köyü’nde İmam-Hatipmiş. Eskiden her köyde imam yokmuş. Cuma namazını kıldırmak için köylere imam tayin ederlermiş. Dedem de görevini yapmak için haftada bir gidip gelirmiş.

O zamanlarda günümüzdeki gibi kolay ulaşım sağlanamıyordu. At, eşek ya da yürüyerek  gidip gelinirmiş.

Bir Cuma günü namazı kıldırdıktan sonra köyüne dönerken, ikindi namazını kılmak için bir çeşme kenarına atını bağlamış, abdest alırken bir kişi yanına yaklaşmış, selam vermiş.

“Hacı Amca, Allah rızası için bir lokma yiyeceğin var mı?” diye sormuş.

Dedem Ahmet Hoca da ; ” Oğul, atın üzerinde ki heybede yiyecek var. Al karnını doyur ben namazımı kılayım, kalanı da ben yerim” demiş.

Dedem namazını kıladursun; adam karnını bir güzelce doyurmuş, üzerine suyunu da içmiş, dedemin atını da alıp Yallah diyerek kaçmış.

Dedem namazını bozmamış, selam verince adamın arkasından dur gitme diye seslenmiş ama nafile.

“Evladım, atımı götürüyorsun ama sen kendine yazık ediyorsun. Sakın bu yaptığını kimseye söyleme. Yoksa insanların yardımlaşma duygularını öldürürsün.” demiş giden adamın ardından.

Daha sonra dedem 30 km yolu yaya olarak kat ederek Haşmet’in hanına ulaşır. Bir de bakar ki  atı orada bağlıdır.

Atını alır ama çalan adamı ortada göremez.

Hani derler ya yitik bulununca emek zayi olmaz. Bunca yorgunluğa rağmen atına biner, köyüne gider.

Şimdi de olmuyor böyle olaylar? 

Ne yazık ki merhametten maraz doğuyor. Güven tüccarları insanların duygularını öldürüyorlar.

Adam otomobilini satacak, hırsızlar alıcı kılığında gelip bakıyorlar, fiyat soruyorlar. Satıcının istediği fiyatı veriyorlar.

Arabanın motoruna, kaportasına baktıralım diyerek sanayiye götürmek istiyorlar.

Satıcı da müsaade ediyor. Kontağı alıp arabaya bindikten sonra gidiş o gidiş bir daha ara ki bulasın.

Birkaç gün sonra başka bir şehirde parçalanmamışsa araba bulunuyor.

Bu ve benzeri durumları farklı iş sahalarında da görüyoruz. Süte su kattıkları gibi ete de su katabiliyorlar.

Oysa Yüce Rabbimiz; Yahudileri örnek vererek bizi uyarırken; “Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz. Eğer kötülük yaparsanız, kendinize kötülük yapmış olursunuz” buyuruyor.

Tarih boyunca kim bir çirkin iş, bir kötülük yapmışsa bilsin ki kendini aldatmıştır. Dolayısıyla aldatan da aldanmıştır.

İnsanların onurlarını ve güvenlerini istismar etmek kimseye fayda sağlamaz.

Hâlbuki eskiden esnaflar, tüccarlar, iş adamları arasında yardımlaşma, dayanışma hat safhadaydı. Paralarını birbirlerine ödünç verirler, ne senet ne de çek alırlardı da o gün ki verilen söz senetti.

Heyhat, heyhat!

Bugün bu tür yardımlaşmaları göremiyorsak güven duygumuzu kaybettiğimizdendir diyorum.  Vesselam. 31 MART 2022 PERŞEMBE