ALCILI KASIM…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Valimiz Sayın Necati Şentürk gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz çalışanlarıyla birlikte bir müddet sohbet etme imkânı bulduk. İçildi çaylar, adet olduğu üzere. Zatıâlileriyle samimi bir ortamda halleştik, dertleştik. Çayını yudumlarken önündeki Hüzni Hizbi Baba’nın kitabını görünce, şair ruhlu valimiz Yozgat’ın büyük bir şairi olduğunu söyledi. Bende, bunun yanında Alcılı Kasım Kazancıklıoğlu’ndan bahsettim. Kasım Bey’in bilinmeyen büyük bir edip ve şair olduğunu söyledim.  Maalesef Yozgatlı bu şairimizi az tanıyor. Kasım bey, oğlunun Peyik pazarında atı verip eşek aldığını gördüğünde, irticalen “At verip eşek almak reva mıdır, kâr mıdır, acep bu dünyada senin gibi avanak var mıdır” dediğini söyledim.  Arkasından da ölünce mezar taşına yazılmasını söylediği dörtlüğü okudum. Dahi derbederdi Hayatı hep kederdi Dipsiz dava peşinde yeldi yeldi keperdi. Şair, dünya meşakkati içinde boş işlerle zaman geçirdiğini, dipsiz davalar peşinde de yorulduğunu, terlediğini ifade etmektedir. Bizim bu yörede atlar yorulduğunda burun deliklerinden nefes alırlar hızlı hızlı. Ağızları köpürür, kürek kısımlarında da terlemeler olur, bu bir yorgunluğun ifadesi olsa gerek. Sayın vali, şiir gündeme gelince etkileniyor, şair ruhlu olduğu için belki de. Yozgat’a gelmeden yazdığı şiir hafızalarımızda duruyor. Benim bildiğim daha başka şiirleri de var, çok da güzel olmuş ağzına sağlık. Ramazan gecelerinde konakta dinlemiştim. Kasım bey, evinin önündeki armut ağacını kesmeden önce neden kestiğini şu mısralarla ifade ediyor.

Sen babamdan bana kaldın Büyüdükçe çok yer aldın Suyoluna süngüt saldın Keseceğim armut seni İçin çürük dalın yatık Ekmeğime olman katık Meyve vermez oldun artık Keseceğim armut seni  Artık dalın bitişmiyor Üstünde kuş ötüşmüyor Meyven olup yetişmiyor Keseceğim armut seni   Neyin kaldı bize yarar Pöhrenklere ettin zarar Son günlerde verdim karar Keseceğim armut seni   Kırılanlar koca daldı Yalnız iki küçük kaldı Çemberledim hırsız çaldı Keseceğim armut seni   Bahçeye su aksın diye Karaltısı kalksın diye Çoluk çocuk yaksın diye Yakacağım armut seni   KOŞMA Sümbül perçemleri akça göğsüne Gelep gelep, top top dökülüverir Yaban el değmezse tel tel örgüsüne Zülfü büklüm büklüm bükülü verir. Hele bir kez kâfir gözün süzerse Kâh külünü yaşmağına düzerse Gerdanının düğmesini çözerse Görenlerin bağrı sökülü verir. Ebruları benek benek ballanır Geliştikçe goncaları sallanır Selvi boylum nazlı nazlı sallanır Sağ olsun Kasım’a bir gülü verir diyor vesselam… 1 OCAK 2009 PERŞEMBE

ALCILI KASIM…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!