Dün bahsetmiş olduğum akli siyaset dönemiyle ilgili yazıma bugün kaldığımız yerden devam etmek istiyorum Özet olarak ilimizin bu günlere kadar hizmet akışlarından hangi şekilde yararlandığının altını çizmiştim.
Tüm dünyanın yaşamış olduğu bir kriz içerisinde bulunurken, her türlü yaşanan ağır şartlara rağmen. Gelişim grafiğinin yükselişte olduğu bir dönem içerisinden geçerken, siyasetin ve siyasetçinin önemini bir kez daha gözlemlemiş olduk. Evet, dönem aklı siyaset dönemi Memleketimizde yılar boyu yaşanan sıkıntılı dönemlerin faturasını ağır bir şekilde insanımız ödedi.
Bizim yaşadığımız bu sıkıntılı dönemleri çocuklarımızın yaşamaması için mücadele ettiğimiz yaşantımız içerisinde, bizleri müdafaa edecek, gerçek hak ve hukukumuzu ciddi manada arayacak, bize hizmet getirecek siyasetçilerimizin önemini artık rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Hayallerdeki bir Yozgat’ı anıyoruz. Tek amacımız, tek gayemiz.
Bu yollarda çeşitli hedeflerimiz olmalı. Ancak hedefler doğrultusunda amaçlara ulaşılabilir. Zamanın su gibi akıp gittiği yaşantımız içerisinde yarının ne olacağını bilemiyoruz. Öyleyse birlikteliğe ihtiyacımız olacak. Bencilliğin zamanı olmadığını düşünüyorum.
Düşünmemiz gereken en önemli durumlardan bir tanesi de içerisinde yaşadığımız ilin geleceğidir. Eğer burada doğduk ve yaşantımızı da burada devam ettiriyorsak, bu şehir için elimizden gelen her türlü katkıyı sağlamak bizim için bir onur olmalıdır. Bu çerçeveden bakıldığında bize düşen en büyük görev, insanların ne konuştuğu, neye önem verdiği değil, gerçeklerle bütünleşen bir hayat standardını yakalama gayesidir.
Bugün etrafımdaki illere baktığımız zaman, Belki de, Yozgat’tan bir adım geride başlayan fakat bugün on adım ilerde olan şehircilik anlayışına sahipler. Tüm kazanımların sebebi bana göre doğru ve zamanlı tercihlerden kaynaklanmaktadır. Bizler, öncelikle kendi kazanımlarımıza sahip çıkmalıyız. Kendi içerimizde büyüyen insanımızın nasıl bu duruma geldiğinin sorgusunu yapmak bize düşmez. Bizim yapmamız gereken kucaklaşmak ve birlikteliği kuvvete dönüştürmektir.
Zayıflığımıza aldanmadan her haliyle, cesaretle büyük işlere kalkıştığımız bir dönem içerisinde, birlikteliğin getirebileceği olumlu sonuçları rahatlıkla gözlemleyebiliyorum. Artık değişiyoruz ve gelişiyoruz. Sürekli gelişen ve değişen bir dünya içerisinde yerimizde saymamız hepimizi içten içten rahatsız ediyor. Bugünü yaşıyoruz. Çoğu zaman yarını düşünmüyoruz. Fakat bugünümüzden çok yarınımız daha önemli. Bunun farkında olmamız gerekli.
Geleceğimizi belirlemek adına siyasette ve ticarette istişareye önem vermeliyiz. Deneme ve yanılma metodu bizleri daima geçmişe yönlendirecektir. Defalarca söylüyorum. Bizim geçmişle kıyaslanacak bir konumumuz bulunmamaktadır. Geçmişteki başarısızlıkları sineye çekerek gelecekte ki başarıyı hedefleyelim.
Artık sesimizi yükseltmeliyiz. Gerektiği yerde her haliyle kendimizi ve yaşadığımız ilimizi savunmasını bilmeliyiz. İstişareye önem vermeliyiz. Birlikte düşünmeliyiz be birlikte hareket etmeliyiz. Başarısızlık kolaydır, fakat başarı zor olandır. Zor olanı yapmak için her fırsatta en iyisini düşünmeliyiz. Hiçbir zaman başarısızlığı kabullenmemeliyiz. Hiçbir şey yapamıyorsak dahi örnek almalıyız. Vermiş olduğumuz mücadelelerin karşılığını ancak bu şekilde alabiliriz. Bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekli.
Daha öncede söylediğim gibi, dönem “akli siyaset” dönemi…