Zalim Esat’ın top mermisi bağrımıza düştü. Akçakale’de bir eve isabet eden zalim mermi adları Zeliha, Hatice, Zeynep, Ayşe olan anne ve kızlarını şehit etti. Allah rahmet eylesin. Üzülmemek elde mi? Türkiye’deki öldürülenlerin adıyla Suriye’deki öldürülenlerin adları da aynı değil mi? Oradaki ölenlerin adları da Ayşe, Fatma, Zeynep, Zeliha değil mi? Dünyadaki diktatörler zulümlerine ne kadar devam ederlerse etsinler sonları hüsran değil mi?
Son iki yılda bilhassa orta doğuda tanık olduğumuz diktatörlerin sonlarını görmedik mi? Kırk iki yıl devletinin başında kıl çadırında halkına direnen Kaddafi’nin sonu ne oldu? Otuz yıl Mısır’da Firavunların yaptığından daha fazlasını yapan adı Hüsnü soyadı Mübarek olan diktatör nerede? Şuanda sedye üzerinde yargıçlara ifade veren diktatörün hali gözler önünde değil mi?
Esat’ta bunlardan biri değil mi? Baba Hafız Esat’ın zulmünü aratmayacak bir şekilde gözünü kırpmadan genç ihtiyar demeden Müslüman kanı içen vampir Esat değil mi? Hama Katliamını yapmadı mı babası? Gerekçesi neydi? Esad yönetimi ülke içinde özellikle Müslüman kardeşlerin muhalefetiyle karşılaştı.
Suriye Ordusu, 1982’de Hama ‘ya saldırdı ve 10 bin ile 20 bin arasında sivil, ordu ateşiyle öldürüldü. Bu olay dünya tarihine Hama Katliamı olarak geçti. 2000 yılında akciğer kanserinden bağıra bağıra öldü. Bir başka diktatör; Saddam ise, Irak Kürtlerinin 1988’de özerklik talepleri artınca Halepçe’de Siyanür gazı kullanarak kadın-çocuk 5 bin sivilin ölmesine neden oldu.
Saddam’ın idamından sonra BM. İnsan Hakları Komisyonunun açıklamalarıyla on binlerce insanın öldürüldüğü 270 toplu mezar ortaya çıkardı. Ülkesini işgal ettirdi de, bir milyon insanın ölmesine sebep teşkil etti. Sonu ne oldu? ABD askerleri tarafından idam edilerek saltanatına son verildi. Enver Sedat, yakın arkadaşı Cemal Abdul Nasır ile bir darbe ile Mısır Kralı Faruk’u devirdiler.
Cemal Abdul Nasır’ın ölümüyle 1971 yılında iş başına geldi. 1981 yılında bir askeri geçiş töreni sırasında “Halid El İslam Buli” tarafından öldürüldü. Öyle gitmiyor “Mazlumların ahı” yapılan hesapları alt üst ediyor ve hak yerini buluyor, ahmak da boşa çabalıyor.
Halk arasında Yozgat’ta söylenen bir sözü Melek ebem hep söylerdi: “Aslında olan tırnağında getirir, herkes cibilliyetinin iktizasını işler, kurt ulusundan gördüğünü yapar”
Orta doğunun mevcut liderleri de halklarını demir yumrukla yöneterek, aç, açık bırakıp, eza, cefa ve çileyle yönetmek istiyorlar. Bunu niçin yaparlar? Saltanatlarını devam ettirmek uğruna…
Ne yaparlarsa yapsınlar zaman onları yenik düşürüyor. Gidenlerin halini gördük. Kalan diktatörlerden Esat kendi ölümünü hazırlayan adam konumunda bugün. Şimdi ki haliyle yaptığı katliamlarla çoluk çocuk demeden vuruyor, vurduruyor, öldürüyor diğerleri gibi. Kendi halkını öldürdüğü yetmedi şimdi bizim vatandaşlarımıza geldi sıra, onları öldürüyor.
Yazıklar olsun sana Esat ve benzerleri. Cami duvarına siymek. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Esat’ın günleri sayılı. Esat hala direniyor. Hala öldürüyor. Sadece kendi halkını değil bizim canımızı da acıtıyor. Dünyadaki diktatörler kendilerini de insanüstü güçler vehmediyorlar maalesef.
Gün gelince diktatörler de bir bir yıkılıp yok oluyorlar. Hem de balyozla yönettikleri masum halkları tarafından. Sahibi oldukları disiplinli ordularına rağmen. Onların elindeki toplu silahlarına rağmen. Sokaklarda yürüttükleri tanklarına rağmen.
Ne yaparsanız yapın. Kininizle geberip gideceksiniz. Akıttığınız kanların, yok ettiğiniz canların, arkasında bıraktığı çocukların, yetimlerin, dulların gözyaşları sel olup bir gün sizin yok olmanızı sağlayacaktır, Esat ve benzerleri diyorum vesselam… 4 EKİM 2012 PERŞEMBE