Bugün hemşireler günü. Sağlık kuruluşlarında büyük fedakarlık göstererek gece gündüz demeden hastalara şifa dağıtan, kanayan yaraları saran hemşireleri sadece senede bir gün hatırlamak onların gününü kutlamak yeterli midir?
Anneler de hemşireler de yılın bütününde sevilmeye, eli öpülmeye, saygıya ve sevgiye elbette layıktırlar.
Ben de buradan hayatımız ve sağlığımız için emek harcayan hemşirelerimizin gününü kutluyorum.
Geçtiğimiz yıllarda Covid-19 pandemi sürecinde bizzat hemşirelerin ölüm pahasına, can güvenliklerini bir kenara koyarak çalıştıklarına tanık oldum.
Bir çoğunda şifa dağıtma adına büyük bedel ödeyerek hayatlarının baharında gencecik bir yaşta hayata veda ettiklerini de gördük.
Hastanede hasta veya refakatçi olarak kalanlar bilirler ki hemşireler 24 saat uyku tünek görmeden koltuk ve kanepelerde her an teyakkuz halinde nöbet tutarlar.
Bu görevleri diyebilirsiniz doğrudur, aynı zamanda fedakarlık da değil midir Allah aşkına.
Hemşireler günü münasebetiyle demem o ki başta hekimlerimizi, ebelerimizi, hemşirelerimizi ve tüm sağlık personelimizi her zaman takdir eden birisiyim.
Günün önemine binaen sizlerle bir hemşire kardeşimizin fedakarane gayretini, hoşgörüsünü, merhamet ve şefkatini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eşimin rahatsızlığı yıllardır süregeliyor. İl il dolaştık şu hastane senin, diğeri bizim her seferinde 15-20 gün yataklı tedavi gördük. Sonunda yaralar iyileşiyor, ay geçmeden tekrar nüksediyor, hastamız ızdırap çekiyor, aile olarak biz de perişan oluyorduk.
Geçtiğimiz 2 ay içinde Allah bize apartman komşumuz bir hemşire gönderdi. Bir yanda çalışıyor bir yanda yeni doğan bebeğiyle iki çocuğuna birden bakıyor. Eşimle bir vesileyle tanıştılar gece gündüz ne zaman boşluk bulduysa eşimle ilgilendi. Kırk yıldır birbirimizi tanıyor gibi bizi ailecek sahiplendi. Hanımın müzmin yaralarına merhem oldu. Günlerce, haftalarca uğraştı durdu inatçı bir şekilde. Çocuklarımı, beni , seferber etti. İstediği bütün sağlık malzemelerini iğne, ilaç vs. temin ettirdi.
Neticede hastamız bir buçuk ay gibi kısa bir süre zarfında sağlığına kavuştu. Bugün itibariyle ne yara ne de bere kalmadı Elhamdülillah.
Hemşire kızımız çaresiz bir hastayla nasıl mücadele edilir bize ailecek bunu öğretti. O hemşire…
Bana, eşime, çocuklarıma ayrı yapacağımız işleri telkin ve tavsiyelerini kendi el yazısıyla yazdı. Bu hemşirenin ismini başta vermedim merak edesiniz diye. Bu hemşire kim derseniz:
İyilik abidesi bir anne, güzel bir eş, inatçı bir hasta bakıcısı, gerçek yara uzmanı, Ahu AYVA hemşireden başkası değil.
Her şeyden önce hastasını seven, hasta yakınlarıyla diyalog içinde olan, yeri gelince bize kızabilen Florence Nightingale gibi hastasına kendini adayan güzel Ahu hemşiremize köşemden ailecek yaptığı her şey için şükranlarımı sunuyorum.
Ahir kelam Ahu hemşire başta olmak üzere bütün hemşirelerin hemşireler gününü kutluyorum. Sağ olasınız var olasınız diyorum. Vesselam.
HEMŞİRELER GÜNÜ
